31 Aralık 2010 Cuma

Devin Hester'in Dönüşleri

Chicago Bears, normal sezonun bitimine 1 maç kala kendisine savunma anlamında çok benzeyen New York Jets'i 38-34 yendi. Savunmada çok iyi iki takımın maçının böylesi yüksek skorla bitmesi, kendi içinde ayrı bir yazı konusu olabilir (ki son çeyrekte sadece tek FG olduğunu da belirtelim). Maç bittikten sonra Jets, Washington Redskins'in Jaguars'ı uzatma FG'ü ile yenmesiyle playoff'u garantiledi. Bears da Salı günü Minnesota Vikings'in Eagles'ı yenmesiyle playoff ilk turuna katılmak yerine dinlenmeyi garantiledi.

Son durumu kısaca özet geçtikten sonra, başlık konumuz olan Chicago Bears'ın müthiş dönüşçüsü (returner) Devin Hester'a değinmeye başlayabiliriz. Hester 1982'de Florida'na doğmuş bir kardeşimiz. Hayatı bir hayli zor başlıyor, çünkü daha çok ufakken annesi hayli ciddi bir trafik kazası geçiriyor. Bu kazadan 2 sene sonra babası kanserden vefat ediyor. Minik Devin Hester girdiği depresyondan abisi ve üvey babasının oluşturduğu özel takımın bloklamasıyla normal duruma "dönerek" çıkıyor ve kendini futbola veriyor. 

Lise ve üniversite hayatı futbol yıldızı olarak geçiyor. Kariyerinin her safhasında olduğu gibi bu safhada da dönüşçü olarak görev alsa da, aynı filmlerde gördüğümüz gibi savunma, hücum ve özel takımlarda bol bol yer alıyor. Çok iyi bildiğimiz hızı sebebiyle "hurricane" lakabını aldığı gibi, herşeyi yapmasından dolayı "anytime" lakabını da alıyor. (Arada bizim normal futbol (soccer) ve beyzbola da merak salmış. Kendisi bu sporlarda dursaydı rüzgar sağaçık ve yüksek derecede base çalma tehditli leadoff hitter olabileceğini tahmin etmek zor olmasa gerek)

Hester 2006'da Chicago Bears tarafından ikinci turda bir savunma pozisyonu olan cornerback olarak draft ediliyor. Draft'ına "takımın hücuma ihtiyacı var" diyerek dudak bükülüyor ilk önce. Ama Hester ilk sezonunda 6 dönüş TD'sı ile rakibin kaçan FG'undan 108 yardalık bir dönüş TD'ı üretiyor. O sezon  Super Bowl'a çıkan Bears'ı daha maçın en başında yaptığı dönüş TD'ı ile öne geçirerek hücum katkısında doruğa çıkıyor ve kendisine dudak bükenleri "döndürüyor"du.

2007'de koç Lovie Smith onu Wide receiverlığa geçirdi ama Hester'ın dönüşçülüğü devam etti. 2008'de ise, bugün bakınca çok yanlış olduğu kolayca anlaşılan bir kararla kendisini tam zamanlı WR olarak ilan etti, dönüş işi ise Daniel Manning'e verildi. 2008 ile 2009 bu anlamda kayıp yıllar olarak geçti. Hester bu dönemde ara ara dönüşçülük yapsa da, bu denemelerinde genelde eski başarısını gösteremedi. Hatta bu otoritelerin "dönüşçülük de genç işi canım, yaşlanılınca cesaret kalmıyor. bkz. Hester'in şimdiki durumu" gibi yorumlarına yolaçtı.

Bu sezon koç Smith, bir anlamda attan inip eşşeğe binme sayılabilecek olan 1 no.lu WR'likten tekrar dönüşçülüğe "dönmeye" ikna etti Hester'i. İlk başlarda dönüşçülüğü punt ile sınırlıydı. Hester ezeli rakip Green Bay Packers karşısında 2007'den sonraki ilk dönüş TD'ına ulaştı. Başarılı sezon devam etti ve 20 Aralık 2010'da Vikings karşısında 14. dönüş TD'ını yaparak NFL rekorunu eline geçirdi. Bu aşamada yıllar itibariyle Bears takımının kick ve punt dönüş rakamlarına bakalım:

2010 Kick 25.7 0 TD/Punt 17.1 3 TD
2009 Kick 25.0 1 TD/Punt 8.5 1 TD
2008 Kick 24.9 1 TD/Punt 6.7 0 TD
2007 Kick 28.4 2 TD/Punt 14.8 4 TD
2006 Kick 23.3 2 TD/Punt 12.1 3 TD

2008 ve 2009'daki punt ortalamalarının düşüklüğü dikkat çekici, ama şaşırtıcı değil.

Bears'ın son maçı Green Bay Packers ile; rakibi için ölüm kalım demek olan bu maçta Hester'a doğru topu vurmama kararlarını bugün açıkladılar. Jets de aynı şekilde düşünmüştü, ama Hester'ın yine müthiş dönüş performansından sonra Jets'in çaylak putçısı bu işin o kadar kolay olmadığını şeklinde demeç vermişti. Bu eğilim playoff'larda da devam edecektir. Bakıp göreceğiz.

29 Aralık 2010 Çarşamba

Şanslı Ayılar

I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı ordularına kumanda eden Liman Von Sanders’ın bir sözü var: “Büyük bir komutan için gereken en büyük vasıflarından biri, şanstır” Von Sanders Paşa bu sözü Atatürk için söylemiştir. M.Kemal Paşa için “yetmez ama evet” bir teşhis bu. Elbette şans tek başına yetmez; talih ortaya çıktığında bunu kullanmaya hazır olmak da gerekir.

Chicago Bears, Minnesota Vikings’i 40 -14 gibi farklı bir skorla yenerek NFC North’u birinci bitirmeyi ve playoff’u garantiledi. Şans meselesi sezon içinde de yazılıp çiziliyordu, ama grup liderliği garantilenip NFL basınına yazacak menfi bir şey de pek kalmayınca, bu talih konusu iyice yazılır çizilir oldu. Doğrusu Chicago Bears’ın çok şanslı olduğu inkar edilemez.


Bir ligde 32 takım olup, her takım sadece 16 maç oynayınca, şans için ilk bakılacak şey fikstürdür. İstatistik hastası Amerikalılar, her sezon öncesi, bir önceki sezonun galibiyet yüzdelerine göre eşleşmeleri karşılaştırıp “schedule strength” diye yayınlarlar. Bu sezon öncesinde Bears fikstür zorluğu açısından .504 ile 14. sıradaydı. Tabii 2009’da Chicago .414 ile en kolay fikstüre sahip olmasına rağmen sezon içinde yine de hüsrana uğramıştı. 2010 sezonunun geçen hafta sonuna kadar gerçekleşen fikstür zorluğu durumuna bakalım:

Detroit 4-10
Dallas 5-9
Green Bay 8-6
New York Giants 9-5
Carolina 2-12
Seattle 6-8
Washington 5-9
Buffalo 4-10
Minnesota 5-9
Miami 7-7
Philadelphia 10-4
Detroit 4-10
New England 12-2
Minnesota 5-9

Toplamda 74-110, yada yüzde olarak .402 çıkıyor ki bu oran Bears’ın fikstür açısından geçen sezondan bile şanslı olduğunu gösteriyor. (Merak edip Bears maçlarını ayırarak bakarsak oran 70-100, yani .412 çıkıyor).

Bears’ın şansı sadece eşleştiği takımların iyi olmaması değildi. Örneğin, ilk maçta grubunun gelişmekte olan rakibi Detroit Lions’ın son saniyede yaptığı TD minik bir kural ihlali yüzünden geçersiz sayılmasaydı bizim Ayılar lige yenilgi ile başlayacaktı. Sezon ilerlerken Jay Cutler’ın beyin sarsıntısı geçirdiği ve bir sonraki maça çıkamayadığı hafta rakibin zayıf Carolina Panthers olması da bir talihti; ki o maçı neredeyse QB’e ihtiyaç duymadan kazandılar. Miami Dolphins, Detroit Lions rövanşı ve Brett Favre’nin sakatlanıp oyundan çıkmak zorunda kaldığı son Vikings maçında, rakipler yedek bile değil, 3. QB’leri ile oynamak zorunda kaldılar. Ayrıca gruptaki baş rakibi Green Bay Packers sayısız sakatlıklarla boğuşurken Bears sezon boyunca hemen hemen hiç sakatlık yaşamadı (nazar değmesin!!).

Şans ortaya çıktığında kullanmak gerekir demiştik. Yazının bu kısmında BBC’de 2003 yılında Richard Weismann adlı bilim adamı tarafından yazılan makaleye değinelim. Makalenin adresi aşağıda, ama özetlersek; aşırı endişeli insanların önceden tasarladıkları hedeflere fazla kilitlendiklerini ve yollarına çıkan, “tahmin edilemeyen” olayları/fırsatları farketmediklerini anlatıyor. Şanslı kabul edilen insanlar ise daha rahat (rölaks desek daha anlaşılır olur belki) olduklarından fırsatları daha kolay farkedip yakalayabiliyorlar.

http://news.bbc.co.uk/2/hi/3335275.stm

Chicago Bears kenar yönetiminin bu sezon daha “rölaks” olup olmadığını bilemiyoruz, ama daha basit (keep it simple stupid!!) gittikleri kesin. Örneğin ünlü returncü Devin Hester’den ( Minnesota karşısından 14. kariyer return TD’ını yaparak NFL rekorunu ele geçirdi) WR yaratmaya çalışmaktan vazgeçip onu güçlü olduğu alana kaydırdılar. Mike Martz’ın bol paslı oyunun düzeni takıma uymayınca, kafalarını arka arkaya duvara vurmak yerine strateji değiştirip koşu ağırlıklı bir oyununa yönelecek sakin adımları attılar ve rakiplerinin şanssızlığından maksimum yararlanmayı bildiler.

Green Bay Packers’ın sakatlıklarla boğuştuğundan bahsetmiştik. Packers buna karşın -son maçta Bears’ı sürklase eden- Patriots karşısında çok iyi direndi ve maçı yakın bir skorla 20-24 kaybetti. Green Bay’in daha iyi takım olduğunu söyleyebiliriz. Ama Chicago koçu Lovie Smith ve ekibi biraz da kovulmamak için) bu sezon playoffa kalmayı  hedeflemişlerdi. Bunu başardılar. Ben devamı için umutlu değilim ama eski bir Alman generaline kanarsak, Lovie Smith Super Bowl’a çıkmak için en önemli vasfa sahip...KÖR TALİH!!